Ülkemizde geleneksel olarak “günlük ağacı” olarak da tanımlanan Anadolu sığla ağacı (Liquidambar orientalis Miller) Hamamelidaceae familyasında yer almaktadır. İlk bakıldığında dış görünüş olarak çınar ağacına andıran bitki ağaçsı formda olup, iletim demeti elemanlarında balsam kanalları bulunur, Bu sebeple Liquidambar; Latince sıvı anlamına gelen “liquidus” ve Arapça güzel kokulu maddelere verilen ortak ad anlamına gelen “amber” sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur ve dolayısıyla güzel kokulu sıvı anlamı taşımaktadır. L. orientalis Miller (Sığla ağacı, Günlük ağacı) Türkiye’ye özgü endemik ve relikt bir tür olup, Hamamelidaceae familyasının ülkemizdeki tek üyesidir, Güneybatı Anadolu’da yetişir. Ağacın gövde kabuğunun yaralanması sonucu Sığla balzamı elde edilir. Tarihte, Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın "aşk iksiri" ve parfüm olarak kullandığı Sığla yağı, Hipokrat döneminden beri ilaç olarak da kullanılmıştır. Eski Mısırlılar Sığla yağını mumyalama işlemleri sırasında kullanmışlardır. Batmış Fenike gemilerinden çıkarılan içi Sığla yağı dolu amforalar geçmişte Sığla yağının Akdeniz ticaretinde önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir.
Tür, jeolojik dönemler içerisinde 4. zamandaki Buzul çağından önce Kuzey Amerika ve Avrasya’da geniş bir yayılma alanına sahipken Buzul çağından sonra bugünkü yayılış sahalarına çekilmiştir. Bunun nedeni Anadolu’da buzullaşmanın daha az hissedildiği, korunaklı ve nemli-sıcak iklim koşullarının hüküm sürdüğü yerlerin bulunmasıdır. Ekolojik özelliklerinden dolayı sınırlı bir alanda yayılış gösteren Sığlanın 1940’lı yıllarda 6312 ha olarak bildirilen toplam alanı, 1980’li yıllarda 1337 ha’a düşmüştür. Bu nedenle tür, Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) tehlike kriterlerine göre hazırlanan listede “doğada orta vadeli gelecekte yüksek tehdit altında” kategorisinde gösterilmektedir. Sığla ormanlarındaki daralmaya paralel olarak, elde edilen Sığla balzamı üretimi de azalmıştır. Ayrıca Sığla ağacı 2001 yılında EUFORGEN (European Forest Genetic Resources Programme) tarafından değerli yapraklılar (Noble Hardwoods) grubuna alınarak, Avrupa çapında korunacak bir tür olarak kabul edilmiştir.
Sığlanın Dünya genelinde Asya kıtasında (L. formosana ve L. edentata) ve Amerika kıtasında (L. styraciflua ve L. macrophylla)’da 2’şer tane olmak üzere 4 türü daha bulunmaktadır. Ülkemizde kapladığı alan 1950’li yıllardan sonra hızla azalan Anadolu sığlası esas yayılışı Türkiye’nin güneybatısında yoğunlaşmaktadır. Bu bölgede de en baskın olduğu alanlar Muğla’nın Köyceğiz, Fethiye, Dalaman ve Ula İlçeleridir. Bunların dışında Aydın, Denizli, Burdur ve Antalya illerinin bazı bölgelerinde az miktarda da olsa yayılış göstermektedir. Bazı araştımalara göre L. orientalis Miller’in Türkiye dışında Rodos, 12 Adalar ve Kuzey Suriye’de de yayılışı olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır. Fakat o bölgedeki türlerin kültür bitkisi olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır. Bu sebep ile ülkemize relikt endemik bir tür olduğu için ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü Dünya üzerinde sadece 3 tür relit endemiktir. Bunlar Sequoiadendron giganteum (Sekoya), Ginkgo biloba ve Liquidambar orientalis’dir. Dünya florası için önemli olan 3 bitkiden birisi sadece Ülkemizde yetişmektedir.
Sığla ağacı, geniş tepeli, çok dallı, genellikle 30-35 metreye kadar uzayabilen ve 200-300 yıl yaşayabilen, çınar görünüşünde, yaprak döken monoik bir ağaçtır. Yaprakları çınarınkinden daha küçük ve açık renkli olup alternat dizilişte, palmat, ince uzun saplı ve stipulasızdır. Lamina 3-7 lopludur, lopların kenarları keskin dişlidir. Gençken kabuklar çatlaksız, grimsi renkte, yaşlı iken çatlaklı, grimsi-kahverengi veya kahverengidir. Erkek çiçekler salkım, dişi çiçekler sarkık kürecikler şeklindedir ve mart-nisan aylarında açarlar. Meyveleri küremsi, odunlaşmış, septisit kapsül şeklindedir. Kasım-aralık aylarında olgunlaşırlar. Tohumları 4-5 mm uzunluğunda, oval, yassı ve kısa kanatlıdır, rüzgâr ile yayılırlar. Sığla ağaçlarının sürgün verme kabiliyetleri çok yüksek olmasının yanında tohumdan ve filizden yetiştirilebilmesi Sığla ormanların gençleştirilmesi açısından çok önemlidir. Bitkinin ekolojik özellikleri ise genel olarak en iyi büyümeyi rutubet yönünden zengin, killi, alüvyal ve balçıklı topraklarda ve nehir yataklarının bulunduğu bölgelerde yaptığı belirtilmektedir. Anadolu sığla ağacı, senelik ortalama sıcaklığın 18°C olduğu, kışın şiddetli geçmediği kuru ve soğuk rüzgârlara karşı korunaklı sıcak mıntıkalarda, yıllık ortalama 1000-1200 mm yağış alan bölgelerde, rutubetin ve yeraltı suyunun yüksek olduğu alanlarda, vadi, bataklık, akarsu, dere kenarları ve deniz kıyıları gibi daha çok sulak bölgelerde yayılışını göstermekte ve yetişmektedir.
Sığlanın en çok kullanılan drogu balzamı olup elde edilişi halk arasında Sığla yağı denilen balzam bir oleorezindir, ağacın gövdesinde belirli usullere göre yapılan yaralanmalar sonucu elde edilen patolojik bir üründür. Balzam yarı akıcı, kahverengi, yapışkan, opak ve aromalı bir maddedir. Sığla ağacının odunu ve kabuğu normal olarak balzam kanalları içermez. Fakat ağacın herhangi bir şekilde yaralanması sonucu meydana gelen tahrik etkisiyle yara civarında patolojik olarak fazla miktarda balzam kanalları oluşur. Bu nedenle Sığla yağının oluşabilmesi için doğal ya da yapay olarak bir yara etkisinin bulunması gereklidir. Sığla yağı elde etmek için mart ayı sonuna doğru gövde kabuğu 50 cm yüksekliğinde şeritler oluşturacak şekilde yontularak inceltilir. Bu olaya “kızartma” işlemi denir. İşlem gövde çapı en az 20 cm olan ağaçlarda yapılır. Mayıs ayı sonunda, kaşık adı verilen aletle yaraların açılmasına başlanır. Yaralar (damarlar) dış kabuktan, kambiyuma ve çok az miktarda da diri oduna girecek şekilde açılır. Bir hafta sonra, yaralar tazelenir ve bu işleme “yara açma (göz çekme)” adı verilir. Böylece daha çok sayıda salgı kanalı oluşumu sağlanır. İki hafta sonra, damarlar içinde biriken Sığla yağı kaşık ile sıyrılarak alınır ve bu işleme “balzam alma veya sur devresi” denilir. Daha sonra asıl Sığla balzamı alınması işlemi başlar (sur ardı). Bu olay temmuz ortasından ekim sonuna kadar devam eder. Her 15 günde bir yaralar üzerinde biriken balzam, kabuk, kambiyum ve odun tabakları ile birlikte kaşıkla yontularak alınır. Böylece toplanan balzam ile kabuk, kambiyum ve odun tabakaları yongacıklar halinde olur, buna “kapçık” denilmektedir. Bunlar işçilerin önlerine astıkları torbalar içerisinde toplanır. Ekim ayı sonunda yaralardan sızan ve sertleşen, oksidasyon nedeniyle koyu renk alan balzam kalıntıları yine kaşıkla kazınarak toplanır. Bu işleme de “karakabuk devresi” denilmektedir. Balzam ile birlikte kabuk, kambiyum ve diri odun içeren yongalar bakır kazanlarda su içerisinde 0.5-1.5 saat süre ile kaynatılır. Kaynatılan yongalar özel kaşıklarla kazandan alınarak preslerde sıkıştırılır ve balzam ile su, beton havuzlarda toplanır. Dibe çöken balzam, su uzaklaştırıldıktan sonra galvenizli kaplara doldurulur. Ham Sığla balzamı bir miktar su ve kirlilikler içerir. Sığla balzamı üretimi sırasında arta kalan ve günlük veya buhur adı verilen madde “Cortex thymiatis” ise cami ve kiliselerde tütsü amacı ile yakılarak kullanılır.
Sığla balzamı halk arasında yaraların tedavi edilmesinde, astım, bronşit gibi üst solunum yolu hastalıklarında buharla dezenfeksiyon, balgam söktürücü olarak kullanılmaktadır. Sığla yağı ise antiseptik ve parazit öldürücüdür, sığla yağından yapılmış sabun ve parfüm sanayiinde fiksatör olarak, tütüne koku vermede, verniklerde, ayrıca yağı alınmış yongalarından ise cami ve kiliselerde tütsüleme amacı ile yararlanılmaktadır
Sığla Yağının Kimyasal Bileşenleri
Sığla yağının yapısının araştırılmaya başlanması, 16. yüzyıla kadar uzanmaktadır. İlk önemli çalışmayı 1827 yılında Bauillon-Lagrange yapmış, yağın destilasyonu ile elde ettiği bileşiğin önce benzoik asit olduğunu ileri sürmüş olsa da daha sonra bu yapının sinnamik asit olduğunu belirlenmiştir. Sığla Balzamının Bileşimi Bütün balzamlarda olduğu gibi reçine, uçucu yağ ve serbest olarak sinnamik asit içermektedir. “Sitorezinol” içeren reçine, balsamın %30-40’ını oluşturmaktadır. Balzamın %20-25’lik kısmını uçucu yağ ve sabit yağlar oluşturmaktadır. Uçucu yağlar kısmında ise; styrene, α-pinen, cinnamyl alcohol ve β-pinendir. Uçucu yağın büyük bir kısmını da benzil sinnamat ile etil sinnamat oluşturur. Bunun yanında terpenik ve aromatik bazı maddeler de bulunur. Serbest sinnamik asit balzamın %20-25’ini oluşturmaktadır. Yağda bulunan ana bileşenler ise; sinnamik asit, styracin, styrol, stoyrone, storesinol, storesin, styrene, sinnamil sinnamat, 3- fenilpropil sinnamat, benzil sinnamat, trans-cinnamyl alkol, hydrocinnamyl alkol ve vanillindir. Reçinede ise serbest veya sinnamik asit esterleri halinde rezinoller bulunmaktadır.
Sığla Balzamının Kullanımı ve Biyolojik Etkileri
Sığla balzamı Hipokrat döneminden bu yana birçok hastalıkta haricen ve dahilen kullanılmıştır. Mısır piramitlerindeki mumyalarda Sığla yağının varlığı tespit edilmiş, buhur kalıntılarına rastlanmıştır. Mısır kral mezarlarında M.Ö. 14. yüzyılda Sığla balzamı içeren kaplar bulunmuştur. Eski Mısır kraliçesi Kleopatra bu balzamdan elde edilen maddeyi parfüm olarak kullanmıştır. Batık Fenike gemilerinden içinde Sığla balzamı bulunan amforalar çıkarılmıştır. Antik dönemde Fenikelilerin en önemli ihraç ürünlerinden olan balzam, o yıllarda insanları ve hayvanları rahatsız eden haşerelere karşı doğal bir böcek ilacı olarak kullanılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sığla balzamı sünnet olan çocukların yaralarının çabuk iyileşmesi için kullanılmıştır. Asur kil tabletlerinde de adından söz edilmektedir. Sığla balzamı, güzel kokusu ve tedavi edici özellikleri nedeniyle en eski Akdeniz uygarlıklarından beri kullanılagelmiştir. Ülkemizde yöre halkı tarafından çok eski zamanlardan beri başta tıbbi amaçla olmak üzere değişik amaçlar için hala kullanıldığı bilinmektedir. Halk arasında balgam söktürücü etkisinden dolayı astım, bronşit gibi çeşitli akciğer hastalıklarında kullanılmaktadır. Kuru üzümle birlikte yenirse zihni açtığına inanılıp, kusmayı önlemek ve ter kokularını gidermek için de kullanılmıştır. Yatıştırıcı ve analjezik özelliği olduğuna inanıldığından özellikle romatizma ağrılarına karşı kullanılmıştır. Parazit kovucu özelliğinden dolayı mantar, uyuz gibi çeşitli cilt hastalıklarının tedavisinde ve yaraların iyileşmesinde kullanılmıştır. Dişetlerini güçlendirmek amacıyla ağızda çiğnenip, mide ülseri başta olmak üzere, mide hastalıklarında şekerle, leblebi tozuyla ya da balla karıştırılarak kullanılmaktadır. Sığla yağı içeren sabunlar güzel kokusu, cildi yumuşatıcı etkisinden dolayı kullanılmaktadır. Balzamın farklı konsantrasyonlarının bazı bakteri türleri üzerinde kuvvetli antibakteriyal etkiye sahip olduğu belirlenmiştir.
Bahçelievler Mah. 430 sok. No: 19 Torbalı / İZMİR / TÜRKİYE
NPROC Doğal Ürünler Sanayi Ticaret Anonim Şirketi başta Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumaya azami önem atfetmektedir. Bu çerçevede, kişisel verilerin hukuka uygun olarak korunması ve işlenmesine özen göstermekte, tüm planlama ve faaliyetlerinde bu anlayışla hareket etmektedir.
NPROC Doğal Ürünler, özel hayatın gizliliğinin temeli olan kişisel verilerin korunması ve hukuka uygun olarak işlenmesini sadece mevzuata uyum sağlama kapsamında değerlendirmemekte, yaklaşımının temeline insana verdiği değeri koymaktadır. Bu bilinçle hareket eden NPROC Doğal Ürünler kişisel verilerin güvenli bir şekilde saklanması ile hukuka aykırı olarak işlenmesinin önlenmesi için gerekli her türlü idari ve teknik önlemi almaktadır. Bu çerçevede, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na uygun olarak “www.nproc.com.tr” internet sitesinin kullanımı esnasında üretilen veya paylaşılan kişisel verilerin işlenme ve aktarılma koşulları hakkındaki bilgiler aşağıda sunulmaktadır.
İnternet Sitesi: “www.nproc.com.tr” adresinde bulunan internet sitesidir.
Kanun: 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’dur.
Kişisel Veri: Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir.
Çevrimiçi Ziyaretçi/İlgili Kişi: İnternet Sitesi’ne erişen tüm kişilerdir. İlgili şirket politikalarında Ziyaretçi kişi grubu kapsamında yer almaktadır.
Kurul: Kişisel Verileri Koruma Kurulu’dur.
Şirket: NPROC Doğal Ürünler Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’dir.
Yer sağlayıcı: İnternet ortamında hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri ifade eder.
Çevrimiçi Ziyaretçi’nin, İnternet Sitesi’ne erişimine ve İnternet Sitesi’nde yaptığı işlemlere bağlı olarak işlenen kişisel verileri aşağıda sunulmaktadır:
Yukarıda sayılanlar dışında İnternet Sitesi’nin işletilmesi, geliştirilmesi ve güvenliği için zorunlu olabilecek başka verilerin de Kanun’a uygun olarak işlenmesi mümkündür.
Kişisel veriler İnternet Sitesi’nin kullanılması ve iletişim formunun doldurulması suretiyle tamamen otomatik veya kısmen otomatik yollarla işleme amacı için gerekli olan süre kadar saklanmak üzere toplanır. Kişisel veriler Çevrimiçi Ziyaretçi’nin açık rızasına dayalı olarak işlenmektedir. Bununla birlikte, kişisel veriler Kanun’un 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan (i) kanunlarda açıkça öngörülmesi (ii) veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması, (iii) bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması, (iv) kişisel veri sahiplerinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması, hukuki sebeplerinden birine dayalı olarak açık rıza aranmaksızın da işlenebilmektedir.
“Site trafik bilgileri” bilgi güvenliği süreçlerinin yürütülmesi amacıyla işlenir. Öte yandan 5651 Sayılı Kanun ve sair mevzuat uyarınca Yer Sağlayıcı’nın site trafik bilgilerini kayıt ve saklama yükümlülüğü bulunmaktadır. Kişisel verilerin ticari elektronik ileti gönderilmesi amacıyla işlenmesi Çevrimiçi Ziyaretçi’nin açık rızasına tabidir. İnternet Sitesi’nde üçüncü parti çerezler kullanılmamaktadır. Bununla birlikte, yalnızca sitenin işletilmesi ve güvenliği için zorunlu olan çerezler kullanılabilmektedir. Çevrimiçi Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezleri kabul etmeyebilir veya kendisine uyarı verilmesini sağlayabilir. Çerezlerin kullanımını durdurulduğunda İnternet Sitesi’nin belirli fonksiyonları düzgün çalışmayabilir. Aşağıdaki bağlantılarda yaygın kullanılan bazı tarayıcılarda çerezlerin nasıl yönetileceğini (ve devre dışı bırakılacağı) hakkında bilgi bulunmaktadır:
Chrome Tarayıcı:
https://support.google.com/accounts/answer/61416?hl=tr
Internet Explorer:
https://support.microsoft.com/tr-tr/help/17442/windows-internet-explorer-delete-manage-cookies
Mozilla Firefox:
https://support.mozilla.org/tr/products/firefox/protect-your-privacy/cookies
Safari:
https://support.apple.com/tr-tr/guide/safari/manage-cookies-and-website-data-sfri11471/mac
Kişisel veriler, Kanun’un 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan şartlardan birinin bulunması halinde işbu metnin dördüncü maddesinde belirtilen amaçlarla sınırlı olarak NPROC Doğal Ürünler’in grup şirketlerine, bağlı ortaklıklarına, iştiraklerine, iş ortaklarına ve yetkili kamu kurum ve kuruluşlarına Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen şartlar çerçevesinde gerekli güvenlik önlemleri alınmak kaydıyla aktarılabilir. Kanun’un 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan şartlardan birinin bulunmaması halinde Kişisel Verilerin aktarımı Çevrimiçi Ziyaretçi’nin açık rızasına tabidir.
NPROC Doğal Ürünler, Kanun’un 10. maddesi uyarınca veri sahibine haklarını bildirmekte; söz konusu hakların nasıl kullanılacağına dair yol göstermekte ve tüm bunlar için gerekli iç işleyişi, idari ve teknik düzenlemeleri gerçekleştirmektedir
Kanun’un 11. maddesi uyarınca kişisel veri sahipleri;
Kanun’un uygulanmasıyla ilgili talepler ve başvurular Kişisel Veri Sahibi Başvuru Formu doldurularak “Bahçelievler Mah. 430 Sk. No. 19 Torbalı/İzmir” adresine yazılı olarak bizzat tevdi edilebilir veya Noter kanalıyla ya da güvenli elektronik imza veya mobil imza kullanmak suretiyle elektronik ortamda iletilebilir. Talepler ve başvurular veri sahibi tarafından NPROC Doğal Ürünler’in daha önce bildirilen ve NPROC Doğal Ürünler’in sisteminde kayıtlı bulunan bir elektronik posta adresi varsa info@nproc.com.tr adresine de iletilebilir.
Talep ve Başvurularda;
Konuya ilişkin bilgi ve belgelerin başvuruya eklenmesi gerekmektedir. NPROC Doğal Ürünler, başvuruda yer alan talepleri, talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde ücretsiz olarak sonuçlandırır. Ancak söz konusu işlemin ayrıca bir maliyeti gerektirmesi hâlinde, Kurulca belirlenen tarifedeki ücret alınabilir.
NPROC Doğal Ürünler talebi kabul edebileceği gibi gerekçesini açıklayarak reddedebilir ve yanıtını İlgili Kişiye yazılı olarak veya elektronik ortamda bildirir. Başvuruda yer alan talebin kabul edilmesi hâlinde NPROC Doğal Ürünler gereğini en kısa sürede yerine getirir ve İlgili Kişiyi bilgilendirir. Başvurunun NPROC Doğal Ürünler’in hatasından kaynaklanması hâlinde alınan ücret veri sahibine iade edilir.
Başvurunun reddedilmesi, verilen yanıtın yetersiz bulunması veya süresinde başvuruya yanıt verilmemesi hâllerinde; veri sahibi, yanıtı öğrendiği tarihten itibaren otuz ve her hâlde başvuru tarihinden itibaren altmış gün içinde Kurula şikâyette bulunma hakkına sahiptir.
NPROC Doğal Ürünler kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini ve kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemek, kişisel verilerin muhafazasını sağlamak, uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü idari ve teknik tedbirleri almak durumundadır.
İnternet sitesi üzerinden başka sitelere veya uygulamalara yönlendirme yapılması durumunda NPROC Doğal Ürünler, yönlendirilen sitelerin ve uygulamaların kişisel verilerin korunmasına yönelik mevzuata uygunluğuna ilişkin bilgi sahibi değildir ve gizlilik politikaları ile içeriklerine ilişkin bir sorumluluk altında bulunmamaktadır. Çevrimiçi Ziyaretçi, İnternet Sitesi’ni kullanarak işbu bilgilendirme metninde yazılı tüm şartları okuduğunu ve kişisel verilerinin işlenmesi hakkında aydınlatılmış olduğunu beyan eder.